Günümüzde teknolojinin hayatımıza girmesi ile birlikte yaratılan sanal dünya ve teknolojik oyuncaklar çocuklar için fazlasıyla ilgi çekici, renkli ve hareketli bir dünya sunsa da gerçek Gepetto ustalarının elinden çıkan ve bizleri çocukluğumuzdaki mutlu anılara götüren, el emeği göz nuru oyuncakların yeri bir başkadır..

Eskilerin özlemle bahsettiği topaçları, ahşap arabaları, kuklaları bugüne taşıyan kıymetli oyuncak ustalarının kapıları şimdilerde, kimi zaman dede yadigarı bir oyuncağın tamiri kimi zamansa çocuklarının doğal oyuncaklarla oynamasını isteyen ebeveynler tarafından aralanıyor..

Sihirli ellerin dokunuşuyla yeniden hayat bulan ve buram buram tarih kokan bu özel zanaatın oluşum hikayesini gelin birlikte keşfedelim..

İstanbul sokaklarındaki her zanaat gibi tarihin derinliklerinde kendine bir çıkış noktası bulan oyuncak ustalığının, Osmanlı’da bilinen en eski kayıtları İstanbul’un en eski camilerinden biri olan Eyüp Sultan’ın inşaatında marangoz olarak çalışan Hasan Efendi’ye kadar uzanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in banisi olduğu camide 3 yıl çalıştıktan sonra Eyüp’de ahşap oyuncaklar üretmeye başlayan Hasan Efendi, kendinden sonra gelen birçok ustaya da oyuncak yapmayı öğreterek Eyüp’ü, İstanbul’daki oyuncak ustalarının merkezi haline getirmeyi başarmıştır.

Bugünlerde oldukça az kişinin tercih ettiği el yapımı oyuncaklar, İstanbul’da oyuncakçılığın başladığı 1500’lü yılların başından itibaren Suriçi’nde yaşayan her çocuğun hayallerini süslerdi. 1700’lü yıllarda Beyoğlu’nun gelişmesiyle birlikte İstanbul oyuncakçıları Haliç’in öte yakasına geçerken, özellikle Balkanlardan İstanbul’a yerleşen Gayrimüslimler Osmanbey ve Karaköy’de yeni oyuncak dükkanları açarak çağın en kozmopolit kentine dünyanın dört bir yanından el yapımı oyuncaklar getirdi. Sanayi Devrimine kadar el emeğiyle üretilen oyuncaklar, emeğini ahşaba aktaran oyuncak ustalarının birer birer kepenk kapatmasıyla yerini fabrikasyon üretime bıraktı.

Oyuncak ustalarının yokluğunda geçmişe özlem duyan kuşakların ve yeni nesillerin bir arada vakit geçirip, ortak bir mutluluk paylaşacağı günümüzdeki en kıymetli yer ise kuşkusuz Türkiye’deki en geniş oyuncak koleksiyonunu oyuncak severlerle paylaşan Sunay Akın’ın Oyuncak Müzesi..

İstanbul Göztepe’de yer alan ve uygarlık tarihini hem eğlenceli hem de akılda kalıcı bir öğrenme yöntemi ile ziyaretçilerine sunan Oyuncak Müzesi’nde sosyal hayatta yaşanan tüm değişimlerin oyuncaklara nasıl yansıdığına, modadan mimariye yaşanan tüm gelişmelerin oyuncakları nasıl şekillendirdiğine tanıklık yapabilirsiniz. 2011 yılında İstanbul’a “oyuncak müzelerinin başkenti” unvanını kazandırarak Hasan Efendi’den kente miras kalan bir geleneği en iyi şekilde temsil eden bu müzede, 20 yıl içinde 40 ülkeden gelen oyuncaklardan oluşan bir koleksiyonu ve temalarına göre sergilenen 4000’den fazla oyuncağı yakından incelemek mümkün.

Benzer İçerikler