Tarihin tanık olduğu en büyük imparatorluklardan ikisine başkentlik yapmış olan İstanbul, kendine has ruhu ve dokusunun yanında yüzyıllar boyunca ev sahipliği yaptığı sayısız kültürü sokaklarında harmanlayan özel bir şehirdir.

Boğaziçi’nde martıların peşinde çıkacağınız bir gezide karşınıza çıkan Kız Kulesi ve inci gibi dizilen yalılar size görsel bir şölen sunarken, ezan ve çan seslerinin birbirine karıştığı avluları ve her Nisan şehri buram buram saran erguvan kokusuyla keşfedilmeyi bekleyen bir dünyadır İstanbul..

Peki kadim geçmişine büyüleyici tatların sindiği bu güzel kentin 16. yüzyıldan beri ‘şekerciler şehri’ olarak ünlendiğini biliyor muydunuz? Gelin hep birlikte şeker tadındaki İstanbul’u bir de bu gözle inceleyelim..

1700’lü yılların başında padişahların, saray halkının ve erkân-ı devlet’in ziyafet sofralarında kendine yer bulan enfes şekerlemeler; Bahçekapı’da, Karaköy’de, Eminönü’nde ve elbette İstanbul’un Batı’ya açılan yüzü olan Beyoğlu’nda rengârenk şekerlemecilerin açılmasıyla Osmanlı saray mutfağından günümüze kadar ulaşır.

Mevlut şekeri, nöbet şekeri, halkalı şeker, renkli çikolatalı bademliler veya kavanozlarda göreceğiniz akide şekerlerinin İstanbul’u tanımlayan lezzetler arasına girmesine vesile olan en önemli şey ise, şekerciliğin babadan oğula devredilen, usta-çırak ilişkisi sayesinde geleneksel yapısını sürdüren bir lezzet serüveni olmasıdır.

İstanbul’un en eski şekerlemecilerinden biri olan ve Saray’da helvacıbaşı olarak çalıştıktan sonra 1745’te Eminönü Küçükpazar’da kendi şekerlemecisini açan Hicipzade Hacı Mustafa Efendi ile başlayan şekerleme geleneği, İstanbul’un her semtinde, o semtle özdeşleşen bir lezzet yaratacak kadar çeşitlidir. Lokum dendiğinde Bahçekapı’nın, badem ezmesi dendiğinde Bebek’in, akide şekeri dendiğinde Kadıköy’ün akla geldiği İstanbul’da, 71 yıllık emek ve lezzet serüveniyle buluşmak isteyenlerin tercihi olan Mabel’in eşsiz çikolata ve şekerlemelerine ise Karaköy, Nişantaşı veya Suadiye’deki mağazalarından ulaşabilirsiniz.

İstanbul’a şeker tadını veren ustaların izini sürerek yapacağınız lezzet yolculuğunuzun, çocukların kahkahalarıyla renklendiği ve dostlarınızla keyiflendiği güzel bir bayram olması dileğiyle..

 

Benzer İçerikler