Mobil olma fikri, birçok kişinin hayali… Özellikle pandemi döneminde evden çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla pek çok kişi metropol hayatından uzaklaşıp doğa ile iç içe bir yaşam sürmenin hayalini kuruyor. Dijital dünyaya adaptasyon sayesinde, nerede olduğumuz fark etmediği için hem işler yürüyor hem de kendimize daha çok zaman ayırabiliyoruz. İşte tam da bu noktada tabiatın içerisinde konforu da elden bırakmak istemeyenlere hitap eden Tiny House’lar; plakalı, ruhsatlı ve uluslararası normlarda üretilmiş araçlar olarak öne çıkıyor.
Dünyada 2000 yılından bu yana hedef kitlesine farklı bir yaşam alanı sunan Tiny House bir diğer deyişle küçük ev akımı, Amerika ve Kanada’nın ardından İngiltere’de de yaygınlaşmaya başladı. Özellikle son 5 yıldır Amerika ve Kanada’da 5 milyon kişinin Tiny House’larda yaşamayı tercih ettikleri görülüyor. Tiny House’lar hem mimari özellikleri hem de hedef kitlesine kompakt ve lüks bir yaşam alanı vaat etmesiyle öne çıkıyor.
Küçük Evlere, Tekerlek Eklenince…
1990’lı yıllarda Andrea Zittel adlı sanatçı, çalışmalarında ilham kaynağı olarak küçük ev kavramını kullandı. Zittel; Wagon Station ve kamp alanlarına yönelik butik tasarımlarıyla bu konseptin ilk temsilcilerinden… 1997’de ise mimar Sarah Susanka, küçük evlerin çevresel faydalarına dikkat çekmek amacıyla ‘The Not So Big House’ (Çok Büyük Olmayan Ev) isimli kitabı yazdı. 2002 yılında Greg Johnson, Shay Salomon, Nigel Valdez ve Jay Shafer ‘Küçük Ev Hareketi’ adlı bir topluluk kurdu. 2012 yılında küçük evleri kitlelere kabullendirmek isteyen Jay Shafer tarafından Tumbleweed Tiny House adlı şirket kuruldu. Shafer, daha sonra küçük ev hareketini ileri taşıyan Four Lights Tiny House adlı ikinci bir şirketi daha hayata geçirdi. Küçük ev tasarımlarına tekerlekleri ekledi ve mobil ‘Tiny House’lar ortaya çıktı.
Çok Daha Özgür Bir Yaşam
Bu akımın çıkış felsefesi ise ev almak için harcanan para ile aslında neler yapılabileceğinin sorgulanması. Tiny House akımı, ABD’de özellikle 2008 küresel ekonomik krizi döneminde insanların alternatif konut arayışlarının ardından batı ülkelerinde de gelişmeye başlayarak kendine bir sektör oluşturdu. Küçük bir evde yaşamanın ötesinde bir sosyal hareket olarak görülen akım; minimalizm ve özgür yaşam felsefesiyle birleştiriliyor. Yaşanılan alanı küçültmenin, sadeleştirmenin ve daha az eşyayla yaşamanın yanı sıra, bu akımla insanlar çevreyle dost bir şekilde sağlıklı yaşamayı, doğada vakit geçirmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor. Yaşam alanı daraldıkça odaklanmanız gereken eşya sayısı, yeni eşyalarla doldurmak istediğiniz odalar ve evde problem çıkartan ekstra alanlar azalıyor, üstelik çoğu akıllı ve ergonomik küçük ev tasarımıyla hayat kalitenizden, zevklerinizden ve ihtiyaçlarınızdan feragat etmek zorunda kalmıyorsunuz. Hayattaki en büyük lüksümüz de bu değil mi zaten? 30 metrekarelik bir alanda, sadece ihtiyaç duyduğunuz objelerle çevrili bir hayat…
Kişiye Özel Tasarım
Bunlara ek olarak küçük evler; günlük harcamalar, ev için ödenen vergiler ve bakım masraflarının azaltılması gibi avantajlar da sunuyor. Küçük evlerin enerji ihtiyacı; güneş panelleri ve inverter aracılığıyla, su ihtiyacı ise mobilyaların arkasına ya da şaseye gömülen su depolarıyla karşılanıyor. Ocaklar gazla çalışıyor, klozet ise elektrikle çalışan kompost ya da kasetli tuvalet şeklinde dizayn ediliyor. Tiny House’lar mimari olarak, metal ahşap ve cam ağırlıklı bir görünüme sahip. Dış cephede kullanılan ahşaplar ağırlıklı olarak thermo wood denilen fırınlanmış Fin çamlarından oluşuyor. Özel fırınlarda çeşitli prosedürler ile ısıl işlem gören bu ahşap türü; uzun yıllar bozulmuyor ve böceklenme yapmıyor. Ahşapların üst yüzeyi ise yangın geciktirici, yangın anında ise toksit gaz çıkartmayan özel vernikler ile korunuyor. Dış cephede kullanılan metal kısımlar ise otomotiv teknolojisinde kullanılan, elektrostatik toz boyalar ile işlem görüyor. Tabii bu noktada nasıl bir Tiny House’da yaşamak istediğiniz öne çıkıyor. Kendi yaşam alanınızı, kendiniz dizayn ediyorsunuz. Verandalı, gökyüzünü izleyebilmeniz için cam tavanlı, yemek yapmayı seviyorsanız minimal de olsa size en lüks mutfaktaymışsınız hissini yaratacak kadar özel ambiyanslı, kitapseverler için özel okuma köşeli… Tercih tamamen size ait.
Türkiye’de De Önemli Bir Kitlesi Var
Türkiye’de bu akımın en önemli temsilcilerinden biri de Vagoon House… Minimalist yaşam tarzını seçerek Tiny House’larda yaşama kararı alan çoğu kişi evlerini karavanlar için ayrılan özel bölgelere yerleştiriyor. Böylelikle atık gider suları için bu alanlardaki kanalizasyon sistemlerini kullanmak mümkün olabiliyor. Bunun dışında kiraladığınız veya satın aldığınız arazinize atık su için kanalizasyon gideri açtırmak bir diğer çözüm. Temiz su için ise çiftliklerde ve bağ evlerinde kullanılana benzer su deposu edinmek kolay ve işlevsel bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Vegan Olmak Ya Da Olmamak Bir Sonraki:
Her mevsimin yıldızı, karavan seyahati