uzun ve emek isteyen bir yolculuğun sonunda sofralarımızdaki birbirinden farklı lezzete ortak olan kakaoyu daha yakından tanımak ister misiniz? İspanyolların ‘siyah altın’ diye adlandırdığı bu doğal lezzet, tarihin tozlu sayfalarında dinsel törenlerde bile karşımıza çıkan, günümüzde ise doktor ve diyetisyenlerin sağlıklı ve dengeli beslenmek için tavsiye ettiği olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Gelin bu küçük lezzet tanelerini sağlığımız için daha çok tüketmemizi tavsiye eden bilim dünyasına kulak verelim…
Su ve baharatla karıştırıldığında insana güç veren kakaonun, yağıyla da cildimize en doğal bakımı yaptığı artık hepimizin malumu. Yapılan araştırmalar, doğal kakao tüketiminin en büyük faydalarından birinin hücrelerimizin enerji kaynağı mitokondrilerin yapısını güçlendirerek fonksiyonlarını daha iyi yerine getirmelerini sağlamak olduğunu gösteriyor. Özellikle genç yaşlarda artan enerji ihtiyacına en doğal çözüm olan kakao, sağlıklı bir yaşam için tüketiminin sınırlı tutulması tavsiye edilen şeker ve karbonhidratlı besinlere karşı en doğru alternatif olarak öne çıkıyor.
Bitter çikolata formunda tercih edildiğinde daha yoğun hissedebileceğiniz kakaonun bir diğer faydası ise çekirdeklerinde bolca bulunan magnezyum sayesinde vücuttaki kas ve sinir sistemlerinin sağlıklı gelişimini sağlamak ve kalp ritmini düzenlemek. Vücuttaki kansızlığa karşı da güçlü bir silah olan kakao, halsizlik veya yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösteren demir eksikliğine iyi geliyor ve özellikle C vitaminli meyvelerle birlikte tüketildiğinde hastalıklara karşı güçlü bir silaha dönüşüyor.
Kakaonun şimdiye kadar en çok bilinen faydalarından biri olan bol antioksidanlı yapısı ise, kimi zaman soluduğumuz havayla bile vücudumuza giren serbest radikallere karşı etkin bir savunma mekanizması oluşturuyor. Johns Hopkins Hastanesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre özellikle yüksek kan basıncı gibi koroner hastalıklara ve inmelere karşı doğal bir önleyici tedavi olan yüksek antioksidanlı diyetlerde kakaoya yer vermek, en ekonomik ve sağlıklı çözümlerden biri.
Kakao tüketiminin fizyolojik etkilerinin yanı sıra psikolojik faydaları da bilim insanları tarafından sıkça dile getirilir. İnsan beynindeki tüm duygu ve düşünceleri iletmekle görevli olan nörotransmitterlar, bedenimizin vereceği tüm psikolojik reaksiyonları belirler. Yaptıkları deneylerde binlerce besin maddesiyle çalışan bilim insanlarının belirttiğine göre kakao, beynimizde mutlu ve sağlıklı ruh halini tetikleyen nörotransmitterları harekete geçiren birkaç besinden biri. Kakao tüketimi , özellikle stresli ve yorucu bir gün geçirenler içinse en sağlıklı çözüm olarak ön plana çıkıyor.
Kakaoyu pek çok insanın tercih ettiği gibi bitter çikolata şeklinde değil de doğrudan tüketmek isterseniz salatalarınıza, içeceklerinize, bilhassa meyve sularınıza ve smoothielerinize ekleyebilir, kahvaltıda sütle birlikte tüketebilir, tatlılarınıza veya yemeklerinize ekleyerek hem yeni aromalar yaratabilir hem de kakaonun sağlık dolu dünyasına adım atabilirsiniz…
Çekirdekten Pastacı: Serdal Özcan Bir Sonraki:
Antik Anadolu Kenti: Truva