Bir ‘Kurtuluş’ Hikayesi

27 Mayıs 2017 • Kültür ve Sanat, Şehirler ve HikayeleriBir ‘Kurtuluş’ Hikayesi için yorumlar kapalı5288

Büyükdere ve Tarabya; Tatavla ve Yeniköy

İstanbul’u güzelleştiren işte bu dört köy.

Haliç’in kuzeyinde Taksim ile Okmeydanı arasında bir tepede yer alıyor Kurtuluş. Kalabalık ve gürültülü caddelerden sokağa doğru bir adım attığınızda kendinizi sessiz sakin bir mahallede, sıra sıra dizilmiş renkli apartmanlarıyla farklı bir dünyada Tatavla’da bulursunuz.

Dar sokakları, uzun ve dik yokuşları ile özellikle 19.yy’dan itibaren İstanbul’daki Rum nüfusun yerleşim yeri olan Tatavla; Osmanlı Hanedanı’nın Dolmabahçe, Yıldız ve Çırağan’a doğru yerleşmesi ile beraber Rum nüfus için önemini artırmış, semte Kurtuluş ismi ise 1929’da çıkan ‘Büyük Yangın’ sonrası verilmiştir.

Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı, mahalle kültürünün geçmişte kaldığını düşündüğümüz anlarda sokakta oynayan çocukların sesleriyle bu fikrimizden vazgeçmemizi sağlayan bir muhittir Kurtuluş. Semt sakinlerinin kökenlerinin Sakız Adası’na dayandığı bilinir. Nedeni ise Osmanlı Donanması’nda çalıştırılmak üzere Kasımpaşa Tersanesi’ne getirilen gençlerin, burada Rum kızlarla evlenerek bölgeye yerleşmesi olarak bilinir.

Semt sakinlerinin büyük çoğunluğunun Rum-Ortodoks ağırlıklı olması ile diğer semtlerden farklı bir yapıya bürünen Tatavla; 1929 yangınına kadar ‘Rum’ olarak bilinmekteydi. Bölgenin yerleşim yeri olmadan önce padişahların atları için otlak yeri olarak ayrılmış olması semtin adını da etkilemiş, Rumca’da beygir ahırı olarak bilinen ‘ta tavla’ semte o dönemlerdeki ismini vermiştir.

Semt, aslında Müslüman coğrafyasındaki tek karnaval olan ve üç gün boyunca farklı kostümlerle sokak ve meydanlarda eğlenilen Baklahorani Karnavalı’na da 1943 yılına kadar ev sahipliği yapmıştır.

Bununla birlikte 1896 yılında açılan ve bünyesinde ilk olimpiyat madalyalı sporcuların yer aldığı ülkemizin ilk sistematik kulübü olarak bilinen ‘Kurtuluş Spor Kulübü’ de burada bulunmaktadır.

500 yıllık geçmişiyle aile, mahalle ve geleneklerini koruyan semtin; özel mezeleri, restoranları ve pastaneleri ile de oldukça özel bir yeri vardır.

Esnaf kültürünün varlığının hala yoğun olarak hissedildiği semtte; mezelerin, balıkların, pasta ve çikolataların alınacağı özel dükkânlar görebilirsiniz. Eskilerden bu yana varlığını sürdüren bu aile işletmeleri sadece eski İstanbul’u yansıtmakla kalmıyor, geleneği geleceğe de taşıyorlar.

Semtin bir çok farklı noktasında yer alan şarküterilerinin, eski Rum ve Ermeni mezelerini yurt dışına gitmeden de tadabilmenize imkan sağlayacak birer lezzet durağı olduğunu biliyor muydunuz? Bu duraklardan en ünlülerini ise tarama, topik gibi mezeleri ile Tuşba, Tuana ve Tadal gibi mezeciler oluşturuyor.

Şarküteri kültürünün bu denli zengin olması İstanbul’a yerleşen yabancıların bu semtte oturmalarına oldukça önemli bir etken olarak görülüyor. Semt mezeleri ile beraber özellikle Paskalya ve Yılbaşı dönemlerinde lezzetine karşı konulamaz çörekler yapan pastaneleri ile de vazgeçilmez bir durak. Özellikle Paskalya dönemlerinde mahlep ve sakız kokularını takip ederek Baruthane Caddesi’nde bulunan Üstün Palmiye Pastanesi’ni ziyaret edebilir, Nazar Pastanesi’nde soluklanabilirsiniz. Bununla beraber, Kurtuluş Caddesi’nde yer alan Fırın Arma’da Süryani düğünlerinin gelenekseli haline gelen Mardin çöreğinin tadabilirsiniz. Caddedeyken, Göreme Muhallebicisi’nde manda kaymaklı ekmek kadayıfı, su muhallebisi, tavukgöğsü, kazandibi gibi 65 yıllık özel lezzetlerin tadına bakabilir, maziden bu yana değişmeyen eşsiz tatlar ile kısa bir mola verebilirsiniz.

1947 yılında Mihail Payotis ve Haralambos Küçük Anastasiadi tarafından kurulan ve “Arap Kızı”  logosuyla aklımıza kazınan lezzet Mabel Çikolata’nın fabrikasından çıkan enfes kakao kokuları arasında Kurtuluş sokaklarında kaybolabilir, oradan bulunduğu bölgeye ismini veren Bomonti Bira Fabrikası’na doğru salınabilirsiniz.

Türkiye’nin ilk kadın meyhanecisi olarak bilinen Madam Despina’nın son durak mevkiinde yer alan meyhanesinde fasıl eşliğinde güzel bir gece geçirirken aynı zamanda geleneksel meyhane kültürünü de yaşayarak bu nostaljik günü sonlandırabilirsiniz.

 

Benzer İçerikler

Comments are closed.