Sevdiklerinize ‘psikolojik ilk yardım’ yapmanın püf noktaları

8 Ekim 2020 • GenelSevdiklerinize ‘psikolojik ilk yardım’ yapmanın püf noktaları için yorumlar kapalı3838

“Senin yaşadığın dert mi? Bir de benimkini gör.”

“Senden daha kötü durumda olanlar var, haline şükret.”

“Tek ayrılan, boşanan, işini kaybeden sen misin?”

“Ben demiştim! Beni dinleseydin böyle olmazdı.”

Bir derdiniz olduğunda duymaya aşina olduğunuz bu tür yorumlar, çoğu zaman yalnız olduğunuzu ve yeterince anlaşılmadığınızı hissetmenize neden olur. Çevremizdeki insanlar, çoğu zaman bizi sevmedikleri için değil, bize nasıl yardım edeceklerini bilmediklerinden doğru iletişim yollarını bulamıyor ve her ne kadar iyi niyetli de olsalar düşünmeden yaptıkları kimi yorumlar, bizi olduğumuzdan daha da kötü hissettirebiliyor. Psikolog Tülay Kök, gündelik hayatımızın tam da ortasında yerini alan bu iletişim sorununa ‘Psikolojik İlk Yardım’ kitabıyla yanıt veriyor. Acıya, üzüntüye ve kaygıya omuz verme kılavuzu olan bu kitapta; okuyucuların sevdiklerinin farklı sorunları karşısında hangi yorumlardan kaçınmaları ve psikolojik olarak nasıl bir yol izlemeleri gerektiğine dair önemli noktalar vurgulanıyor.   

Psikolojik ilk yardım yapabilmenin ilk koşulunu, ‘yoğun duygulardan korkmamak’ olarak tanımlayan Psikolog Tülay Kök, “Kandan korkan biri nasıl ki fiziksel ilk yardım yapamazsa, duygulardan korkan biri de psikolojik ilk yardım yapamaz” diyor.

Travma yaşamış birine ‘Moralini yüksek tut’ demeyin

Öncelikle karşımızdaki insanı dinlemenin önemine değinen Kök, şu soruyla bizi düşünmeye yöneltiyor: “Karşınızdaki insanı gözlerinin içine bakarak, sözünü kesmeden, ders vermeye veya eleştirmeye kalkmadan ve ilk fırsatta kendinizi anlatmaya başlamadan dinleyebiliyor musunuz?” Esas öncelik, dinlemeyi bilmek ve hep alışageldiğimiz ‘Moralini yüksek tut’ cümlesini kurmamakta… Peki neden?

Kişinin moralini yüksek tutmasının her zaman kendi kendine yapabileceği bir şey olmadığını belirten Kök, “Özellikle travmalardan sonra, travmanın türü her ne olursa olsun, kişinin zihnindeki düşünceleri kendi kendisine kafasından atıp, moralini yükseltmesi oldukça zordur. Bu nedenle iyi niyetli de olsa karşınızdaki kişiye ‘Moralini yüksek tut’ demek çok telkin edici olmayabilir.’’ diyor.

Bu gibi durumlarda karşımızdaki kişiyi sabırla dinlememiz gerektiğine vurgu yapan Kök, empati gösterebilmek adına kurulan “Ne kadar çektin, dertlerinin biri bitiyor, biri başlıyor, yazık sana” gibi cümlelerin yerine, “Zor bir dönemden geçiyorsun ama ben buradayım” gibi bir yaklaşımın daha kucaklayıcı olacağına dikkat çekiyor. Acılar karşılaştırıldığında veya “Ben sana demiştim’’ gibi ders veren bir üslupla yaklaşıldığında bunun sadece söyleyen kişinin egosuna hizmet edeceği unutulmamalı.

Eşinizle, çocuğunuzla ve arkadaşlarınızla ilgili bunlara dikkat!

Psikolog Tülay Kök’ün ‘Psikolojik İlk Yardım’ kitabından sizler için derlediğimiz örnekleri gelin yakından inceleyelim…

  • Sevgilisinden veya eşinden ayrılan bir arkadaşınızın, yuvasından atılmış bir kuş gibi ürkek hissedebileceğini unutmayın. Güçlü yönlerini ve yeteneklerini hatırlatarak kendisine yardım etmeye başlayabilirsiniz. Diğer yandan terk eden kişinin kötü taraflarını ve ilişkilerindeki yanlışları paylaşmanın veya o kişiyi unutamadığı için arkadaşınıza kızmanın sadece durumu daha da kötüleştireceğini lütfen anımsayın.
  • Eğer bir arkadaşınız sizinle çocuğu ile ilgili dertleşiyorsa ona yardım etmek için sorunun çocuktan mı, yoksa aile içindeki kuralların esnek olmamasından mı kaynaklandığını anlamasına yardımcı olun. Anne veya baba rolündeki başarısızlık hissi, çocuğuyla empati yapmasını güçleştiriyor olabilir.
  • Öfkeli insan, hakkının yendiğini düşünen insandır, bu nedenle karşınızdaki kişiye “haklısın’’ demek daha yardımcı olur. Oysa biz “Boşuna sinirlerini bozuyorsun, belki karşındakinin kötü bir niyeti yoktur” diyerek onu yatıştırmaya çalışırken yaygın bir hata işliyoruz. Önemli olan öfke anında kişiye onu anladığınızı gösterebilmek ve sakinleşip duymaya hazır hale geldiğinde fikirlerinizi anlatmak… Örneğin eşiniz trafikte hatalı sollama yaptı ve karşıdan gelen kişiye “Ne kadar hızlı geliyor!” diye söylendi. O anda “Sen hatalısın, adama niye kızıyorsun!” diye yüklenmeniz onu sakinleştirmeyecektir. Özetle ne söylediğiniz değil nasıl ve ne zaman söylediğiniz daha önemli…
  • Korkan bir insanın korkusunda mantık aramayın, korku mantıklı olmak zorunda değil. Korkusunu küçümsemeyin ve dalga geçmeyin. Güvende hissettirecek, yalnız olmadığını gösterecek sözler söyleyin. “Ne var korkacak?” yerine “Korkma, ben yanındayım” demek en güzel yardım cümlesidir…
  • Peki hata yaptığı için zaten üzgün olan kimseye nasıl yardım etmeliyiz? Üzgün insan olayın iyi taraflarını göremeyecek durumda olduğundan kendisiyle konunun olumlu taraflarını paylaşabilirsiniz. Bu noktada karşımızdaki kişiyi daha çok üzecek şeyler söylemekten kaçınmalıyız çünkü unutmamalıyız ki hatasıyla yüzleşen birini daha çok suçlu hissettirmeye gerek yoktur. Bununla birlikte üzüntü de olsa kişinin bunu deneyimlemesinin süreci atlatmasına yardımcı olacağını unutmayalım. Karşımızdaki kişiyi mutlu etme çabamız onun deşarj olmasına engel olmamalı…

Benzer İçerikler

Comments are closed.