Son Yazılar
  • 10 Eylül 2025 | Sevgililer Günü ve Çikolata Arasındaki Bağ
  • 25 Ağustos 2025 | Dünyanın En Pahalı Çikolataları
  • 18 Ağustos 2025 | Soğuk Kahve Türleri ve Hazırlama Teknikleri
  • 8 Ağustos 2025 | Dünyanın En Meşhur Sokak Lezzetleri
  • 31 Temmuz 2025 | Renklerin Psikolojisi
  • 28 Temmuz 2025 | Çikolatadaki Kakao Oranları Neden Önemlidir?
  • 9 Temmuz 2025 | Dünya Çapında Kahve İçme Alışkanlıkları
  • 30 Haziran 2025 | Çikolata Nasıl Saklanır?
  • 17 Haziran 2025 | Minimalist Yaşam Tarzına Geçiş Yapmak
  • 11 Haziran 2025 | Çikolata Tadımı Nasıl Yapılır?

Mabel Çikolata BLOG

MENU
  • Çikolata Kütüphanesi
  • Çikolata ve Sağlıklı Yaşam
  • Çikolatalı Tarifler
  • Genel
    • Tarih
  • Kültür ve Sanat
  • Şehirler ve Hikayeleri
    • Çikolata Ustaları
  • Mabel’e Dair
    • Arap Kızı’nın Öyküsü
  • Çikolata Sözlüğü
  • Çikolatanın Tarihçesi
  • Takip Edilesi Çikolata Bloggerları
  • Video Kütüphanesi
    • Çikolata Aşkım Video Yarışması
  • Twitter
  • Facebook
  • Pinterest
  • Instagram
  • 10 Eylül 2025 • 26

    Sevgililer Günü ve Çikolata Arasındaki Bağ

  • 25 Ağustos 2025 • 57

    Dünyanın En Pahalı Çikolataları

  • 18 Ağustos 2025 • 72

    Soğuk Kahve Türleri ve Hazırlama Teknikleri

  • 8 Ağustos 2025 • 81

    Dünyanın En Meşhur Sokak Lezzetleri

  • 31 Temmuz 2025 • 102

    Renklerin Psikolojisi

  • 28 Temmuz 2025 • 145

    Çikolatadaki Kakao Oranları Neden Önemlidir?

  • 9 Temmuz 2025 • 157

    Dünya Çapında Kahve İçme Alışkanlıkları

  • 25 Temmuz 2022 • 1386

    Çikolatalı Yaz Tarifleri

  • 29 Nisan 2022 • 1430

    Çekirdekten Evimize Kuvertür Çikolata

  • 19 Ocak 2022 • 1902

    Mucizevi Çikolata: Şifa ve Lezzet Bir Arada

  • 12 Ocak 2022 • 2454

    En Sevilen Çikolatalı Brunch Spesiyalleri

  • 3 Kasım 2021 • 7109

    Sonbahara Özel İçimizi Isıtacak 10 Çikolatalı ve Kakaolu İçecek Tarifi

  • 7 Temmuz 2021 • 1902

    Yüzyıllardır mutluluk ve sağlık aşılayan bir lezzet: Çikolata

  • 13 Şubat 2020 • 3282

    Ona sevdiğinizi söylemenin 3 ‘muffin’li yolu

  • 4 Aralık 2019 • 4879

    Keyifli kış akşamlarının vazgeçilmezi ‘çikolatalı fondü’nün lezzet sırları

  • 1 Nisan 2019 • 4771

    Çikolata Hakkında Bilmeniz Gereken Önemli Notlar

  • 22 Ocak 2019 • 4100

    Maya Uygarlığında Çikolatanın Yeri

  • 25 Kasım 2018 • 4001

    Çikolatanın Sırları

  • 30 Nisan 2018 • 5666

    Çikolata’nın Emek Dolu Yolculuğu

  • Ruhumuza iyi gelecek kitap önerileri- II

    4 Mart 2020 • Genel, Kültür ve Sanat • 4073

    Şubat ayında ilkini paylaştığımız ruhumuza iyi gelecek kitap önerilerinin ikinci ve son bölümüyle karşınızdayız. Gelin hayır diyebilme sanatı ve affetmenin inceliklerini birlikte keşfedelim.

    1– Müthiş Psikoloji- ‘Hayır Diyebilme Sanatı’

    Psikolog ve psikiyatristlerden oluşan Müthiş Psikoloji ekibi tarafından yazılan ‘Hayır Diyebilme Sanatı’, günlük hayatımızda sınırlarımızı bilinçli veya bilinçdışı şekilde neden koruyamadığımıza ışık tutuyor ve kitapta deniyor ki ‘Sınırlarınız kadar özgürsünüz’. Eğer yaşamınızın ipleri başkalarının elindeymiş gibi hissediyorsanız ve sanki herkes sizi iplerinizden çekiştirerek oradan oraya savuruyorsa, hayır demeye başlamanızın vakti gelmiş demektir. Kitap bu noktada, sınırlarınızı sağlıklı biçimde nasıl çizebileceğinizi ve kişisel özgürlük alanınızı yeniden nasıl inşa edebileceğinizi gösteriyor.

    Belki siz annenize hayır diyemediğiniz için bir evlilik yaptınız, babanızın hayalini yıkmamak için onun istediği mesleği seçtiniz, yalnız kalmaktan korktuğunuz için hayatınızdaki kişinin her dediğine evet dediniz, o üzülmesin diye onun istediği alışverişi yaptınız ve böylece hayatınız dört bir yanından kuşatıldı… Hem kültürel olarak hem de toplumsal alışkanlıklarla ancak uyumlu olursak kabul edilebileceğimize yönlendirildik. Mizah yazarı Josh Billings, “Bir hayatın yarısı çok hızlı evet demekle, diğer yarısı da zamanında hayır diyememekle geçiyor” der. Sevilmeme, kaybetme ve reddedilme korkularıyla hayır diyemediğimizi ortaya koyan kitap, bizi bu konuda bazı gerçeklerle de yüzleştiriyor. Buna göre, daha çok sevilme isteğiyle evet diyerek herkesi memnun etme çabasına girenler, varlık ve benlik sınırlarını kendi elleriyle ihlal ettiği için tam tersine flulaşmaya, hatta giderek buharlaşmaya, karakter erozyonuna sürüklenmeye başlıyor ve finalde yalnız kalıyorlar. Oysa sizin kendiniz olmanız eğer başka insanlarca kabul edilmiyorsa, bu insanların belki zaten gitmeleri gerekiyordur.

    Sınırlarınızı hatırlatmanız suçlu olduğunuz anlamına gelmiyor

    Hayır demek için şablonlardan ve otomatik düşüncelerden kurtulmamız gerektiğine işaret eden kitapta, önceliklerimizi belirlemenin ve zaman yönetimi yapmamızın önemi vurgulanıyor. Buna göre, kimin, hangi şeyleri kontrolünüz dışında sizden çaldığını tespit etmenizi sağlayan yöntem, önceliklerinizin, size keyif veren şeylerin bir listesini çıkarmak ve bunu yaparken işgal altındaki yerleri keşfetmek. Zamanınızdan, duygularınızdan ve kendi kişilik özelliklerinizden bir şeyleri alıp götüren tüm kişiler, sizi işgal ediyor demektir. ‘Uygun zamanda, uygun insanlarla, uygun eylemler’ mottosuyla zamanı yönetmek, olumsuz tepkilerle karşılaşmaya hazır olmak, neden hayır dediğinizi kibar bir dille, dürüst ve net bir biçimde açıklamak, zorlandığınız bir durumda zaman istemek, hayır dediğiniz kişiye uygun yeni bir alternatif önermek gibi pek çok adım, kitapta hayır diyebilmenizi kolaylaştıran tüyolar arasında yer alıyor. Kitapta yer alan şu ifade ise her şeyi özetler nitelikte: “Aynaya bakın ve iyice emin olun: Siz ne kanatları eksik bir melek ne de bir süper kahramansınız. Yapabileceklerinizin ve yetebileceklerinizin bir sınırı var. Bu sınırları hatırlatmanız, sizin suçlu olduğunuz anlamına gelmiyor.”

    2- Affetmek üzerine

    Affetmek, gerçekten haklı olan taraftaysak ve üstelik karşımızdaki kişi durumdan suçluluk duymuyor, özür de dilemiyorsa, sanıyoruz hayatta çıkabileceğimiz en karmaşık psikolojik yolculuklardan biri… Affedemediğimiz zaman, aslında gizli bir öfkeyle acıyı içimizde canlı tutuyoruz ve bu da biz fark etmeden kendi enerjimizden götürüyor. Affedemediklerimizi tıpkı bir yük gibi sırtımızda taşıyoruz ve konunun muhatabından çok kendimize zarar veriyoruz. Psikiyatr Edward M. Hallowal’in yazdığı ‘Affetmek Üzerine’ adlı kitabı, bize affetmenin gerçek anlamı ve bize kazandırdıkları üzerine düşünmeye yöneltiyor. Hem kendimizi hem de başkalarını nasıl affedebiliriz? Kitap, bu sorunun yanıtları konusunda bize rehberlik ediyor.

    Affetmek zor görünse de bizi yüklerden kurtarıyor

    Hallowal’a göre affetmek, bize bir tokat atana diğer yanağımızı uzatmak veya kendinizi savunmayıp onun yaptıklarına göz yummak anlamına gelmiyor. Bununla birlikte size soruyor: “Çektiğin acının neye dönüşmesini istiyorsun?” Bir kine, savaşa, bitmeyen bir anlaşmazlığa mı dönüşsün, yoksa barışla daha olumlu bir şeye mi? Acının daha çok acıya dönüşmesi, affedemediğimiz zaman gerçekleşiyor. Sorunuzun asıl cevabı ise içinizde gizli. Yani aslında siz de özünde sadece iyileşmek istiyorsunuz. Kendinizdeki ve diğer insanlardaki en iyi özellikleri aramayı denediğinizde ise, affedebilmek için bir adım atmış oluyorsunuz. Affedemediğiniz konuyu tek başına içinizde daha çok büyüteceğiniz için bir diğer çözüm de güvendiğiniz birkaç kişiyle konuyu paylaşmanız olarak ifade ediliyor. Sizi inciten kişiyi ve onu bu noktaya getiren koşulları empati yaparak anlamaya çalışmak da bu noktada çok önemli. Affederek öfkeyi beslememeniz ve onun esiri olmamanız ise kendinizi bu hislerden özgürleştirmenizi sağlıyor. Yani çok haklı olsanız bile, eğer içinizdeki öfke ve dargınlıkla bahşedemiyorsanız, buna affetmek yoluyla bir çözüm bulmanız, haklı olarak kalma arzunuzdan daha tatminkar sonuçlar katıyor. Bu açıdan affetmek aslında kendinize verdiğiniz bir hediye oluyor. Kendini affetmenin önemine de değinilen kitap, buna giden düşünme mekanizmalarını, örneklerle birlikte açıklıyor.

    “Başka bir insanın yaptığı bir şeyin sisteminizi zehirlemesine izin vermeyin. Size ulaşmasını engelleyin. Kişisel olarak almayın ve olayları kişiselleştirmeyin. Öfkeli olduğunuzu kabul ederek bunu ertelemeyin ve her şeyi kontrol edemeyeceğinizin farkında olun” gibi önermelerin ortaya koyulduğu kitapta, “Geçmişi, kızgın kalmaya devam ederek değiştiremeyeceğinize inanırsanız kendinize çok yardımınız dokunur” deniyor…

    Devamı »
« 1 … 187 188 189 190 191 … 319 »

Kategoriler

  • Çikolata Kütüphanesi
  • Çikolata Ustaları
  • Çikolata ve Sağlıklı Yaşam
  • Çikolatalı Tarifler
  • Genel
  • Kültür ve Sanat
  • Şehirler ve Hikayeleri
  • Tarih

Keşfedin

  • 30 Ocak 2025 • 517

    Çikolata ve Sağlık: Bitter Çikolatanın Faydaları Üzerine Güncel Araştırmalar

  • 27 Ocak 2025 • 437

    Kış Aylarında Çikolatanın Ruhumuza Etkisi: Bilimsel Bir Bakış

  • 14 Ocak 2025 • 433

    Yeni Yılın İlk Tatlı Kaçamağı: Ev Yapımı Çikolatalı Tarifler

  • 25 Aralık 2024 • 401

    Huzur Arayanlar için Saklı Cennetler

  • 19 Aralık 2024 • 510

    İkonik Filmlerin Çekildiği Ünlü Lokasyonlar

  • 28 Kasım 2024 • 499

    Tarihin Gizli Kahramanları Az Bilinen, Büyük Etkiler Yaratan Kadınlar

Çikolatalı Tarifler

  • 30 Ocak 2025 • 517

    Çikolata ve Sağlık: Bitter Çikolatanın Faydaları Üzerine Güncel Araştırmalar

  • 27 Ocak 2025 • 437

    Kış Aylarında Çikolatanın Ruhumuza Etkisi: Bilimsel Bir Bakış

  • 14 Ocak 2025 • 433

    Yeni Yılın İlk Tatlı Kaçamağı: Ev Yapımı Çikolatalı Tarifler

  • 25 Aralık 2024 • 401

    Huzur Arayanlar için Saklı Cennetler

Bizi Facebook’da Takip Edin!

Bizi Takip Edin

  • Twitter
  • Facebook
  • Pinterest
  • Instagram

Hakkımızda

  • Çikolata Sözlüğü
  • Çikolatanın Tarihçesi
  • Mabel’e Dair
    • Arap Kızı’nın Öyküsü
  • Takip Edilesi Çikolata Bloggerları
  • Video Kütüphanesi
    • Çikolata Aşkım Video Yarışması

Son Yazılar

  • Sevgililer Günü ve Çikolata Arasındaki Bağ
  • Dünyanın En Pahalı Çikolataları
  • Soğuk Kahve Türleri ve Hazırlama Teknikleri
  • Dünyanın En Meşhur Sokak Lezzetleri
  • Renklerin Psikolojisi

Takvim

Eylül 2025
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  
« Ağu    

© 2021 Mabel Çikolata BLOG™

İstanbul, Türkiye