Hiç düşündünüz mü neden pek çok kişi, sabahın erken saatlerinde yola çıkıp, kuytu bir deniz kenarına giderek saatlerce balık tutuyor? Son derece durağan bir eylem gibi gözükse de balık tutmak; zihni dağıtmak ve stres atmak için en ideal yöntemlerden biri. Aklınıza takılan her şey, oltanızla birlikte engin suların derinliklerinde kaybolurken bedeniniz rahatlıyor ve sabırla beklerken aslında adım adım özgürleşiyorsunuz. Ciğerlerinize doldurduğunuz temiz hava ise kuşkusuz en büyük kazanımınız.

Ülkemiz, üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada konumunda olduğu için balık tutmaya oldukça elverişli. Diğer yandan göller ve akarsular bakımından oldukça zengin bir coğrafyada yaşadığımız için çok farklı atmosferlerde balık tutabilme şansımız var.

Balık tutarken dikkat etmemiz gerekenler:

Bir doğa dostu olduğunuz için çevreye zarar vermeyeceğinizden eminiz, ama yine de önemli birkaç noktayı hatırlatmakta fayda var:

Öncelikle balık tutmak için İstanbul Boğazı gibi akıntılı bir yere gidecekseniz, yanınızda irili ufaklı, değişik gramajlarda kurşun bulundurmayı ve her ihtimale karşı yedek olta ve yağmurluk almayı unutmayın. Karagöz, çipura, mırmır gibi balıkları yakalamak için kalamar, en ideal yemlerden biri. İri ve keskin dişli balıklar içinse misinanın bir bölümünde çelik tel kullanmanız gerekiyor. Yanlışlıkla zehirli bir balık yakalama durumunuza karşın ise yanınızda bir şişe amonyak bulundurmanızda fayda var.

Kalitesiz ve zamanla yıpranmış bir misina, balık avlarken kopabilir ve o hayalini kurduğunuz büyük balığı yakalamaktan mahrum kalabilirsiniz 🙂 Bu nedenle olta balıkçılığında misinanın kaliteli olması gerektiğini unutmayın. Yedek misinanızın olması ise bir diğer önemli kural.

Tutacağınız balık cinsine göre seçeceğiniz malzemeler değişiyor. Olta balıkçılığında ortalama 10 adet plastik solucan yeterli olurken, sahte balık yemleri ise olta balıkçılığının olmazsa olmazı…

Evet hazırsanız sizler için mercek altına aldığımız Türkiye’nin en keyifli balık tutma rotalarını birlikte inceleyelim.

Bozcaada ve Gökçeada

Bozcaada ve Gökçeada suları; karagöz, sarıgöz, mırmır, çipura, mercan, levrek, sinarit gibi balıklarla dopdolu… İki adanın çevresinde karayoluyla ulaşılabilecek birçok bakir koy bulunuyor.

Bozcaada’da rüzgarın durumuna göre mendirek, liman ve Ayazma sahili, amatör balıkçıların en çok rağbet ettiği bölgeler… Gökçeada’daki en popüler rotalar ise Kaleköy ve feribot iskelesinin bulunduğu mendirek… Türkiye’nin ilk sualtı doğal parkı Gökçeada’da bulunurken, balık tutma noktaları adanın kuzeydoğusundaki Yıldızkoy’dan başlayarak 1 deniz mili ileriye, Yelkenkaya’ya kadar uzanıyor.

İstanbul’dan Çanakkale’ye

İstanbul’a yakın yerlerde tatlı su balığı avlamak isteyenler, Anadolu Yakası’ndaki Ömerli Baraj Gölü’nü, Riva Deresi’nin etrafındaki aile piknik yerlerini, Avrupa Yakası’nda da turna balığı yakalanabilecek Terkos Gölü’nü ya da Büyükçekmece Gölü’ne kıyısı olan Çatalca’ya bağlı Bahşayış Köyü’nü tercih edebilir. Tatlı sularda oltanıza takılacak balık ise çoğunlukla kızılkanat… Yem olarak solucan kullanarak sazan yakalayabilmenizin mümkün. Tuzlu su balığı yakalamayı tercih ediyorsanız, Arnavutköy, Çengelköy, Beylerbeyi ve Haliç gibi İstanbul Boğazı’nın popüler balık tutma noktaları sizin için ideal tercih olabilir.

Kalyon Koyu ise Ağva’nın doğusundaki bir doğa harikası. Bucaklı Köyü’ne kadar dört kilometre asfalttan gidip, daha sonra sahile uzanan toprak yola giriyor, Melen Projesi’nin dev su borularını geçip dört kilometre sonra deniz kıyısına ulaşıyorsunuz.

Kadırga Koyu, Norveç fiyortlarını andırırken, dev kuvars kristaline benzeyen kayalar, büyük setler ve basamaklar yaparak denize iniyor. Çok dalgalı günlerde bile üstünde ıslanmadan balık tutulabileceğiniz, denizden 15 metre yükseklikte geniş bir terası bulunuyor. Ekim ve kasım aylarında özellikle hafta sonlarında, bu ıssız koyda 20-30 civarında balıkçı gece yarısına kadar olta başında bekliyor.

Lüfer için oldukça ideal bir bölge iken Çanakkale, Gelibolu ve Ege’ye bakan Babakale sahillerinde artık Marmara Denizi’nde pek rastlanmayan karagöz balığı çıkıyor. Sarıgöz, levrek, mercan, çipura ise bölgenin diğer değerli balıkları… Yine Çanakkale’den Antalya’ya kadar, mamun denilen bir böcek türü ile karagöz ve levrek de tutulabiliyor.

Karadeniz, Ege ve Akdeniz

Karadeniz’in efsane lokasyonu Akçakoca; yeşil doğası, oksijeni ve temiz havasıyla öne çıkıyor. Farklı balık türleriyle dikkat çeken Akçakoca’da, özellikle av mevsiminde bulunmanızda fayda var. Bodrum’da yaşayanlar ya da gitmeyi düşünenler için Bodrum’un en güzel lokasyonlarından biri olan Güllük, balık tutmak için ideal bir adres. Huzurlu ve sakin bir ortamda dinlenmek ya da kamp yapmak için de biçilmiş kaftan. Otel ya da pansiyonlarda konaklamaktan sıkıldıysanız, çadırınızı alıp Güllük’e gidebilir, çeşitli tekneler tarafından organize edilen, fiyatları uygun balık avı turlarına da katılabilirsiniz. Antalya’nın batı tarafında bulunan Konyaaltı, tatil severlerin en çok talep ettiği plajlardan biri… Hafta sonları pek çok kişinin balık tuttuğu Konyaaltı’nda özellikle yerli halkın en büyük hobilerinden biri olan bu etkinlik, ziyaretçiler için de bulunmayacak bir fırsat. Gelelim İzmir’e… Ege’nin göz bebeği İzmir’in Güzelbahçe ilçesi, balık tutmak isteyenlerin en favori adresi olarak öne çıkıyor. Milli Park’a ev sahipliği yapan Kuşadası ise yamaç paraşütü, dağcılık ve at binme gibi doğa sporlarının yanı sıra farklı tekne turları aracılığıyla balık tutmak isteyen özel bir kitleye de hitap ediyor.

Hangi ay, hangi balık öne çıkıyor?

Mayıs ayı: Mayıs’ta ıstakoz, levrek, barbunya, dil balığı, tekir, kılıç, kırlangıç, pavurya, karides ve bolca iskorpit çıkıyor.

Haziran ayı: Çoğunlukla verimsiz geçen Haziran ayında dip balıkları yumurtalarını dökmüş olduklarından dolayı dağınık geziniyor. Bu nedenle çok fazla verim alınamıyor.

Temmuz ayı: Sardalye mevsimi temmuz ayında başlayıp ekim ayı sonuna kadar devam ediyor.

Ağustos ayı: Palamut, sardalye, kılıç, mercan, sinarit, ıstakoz ve pavurya ağustos ayının popüler balıkları olarak öne çıkıyor.

Eylül ayı: Palamut, lüfer, kolyoz, izmarit ve kırlangıç balıklarının tadı en çok eylül ayında çıkıyor.

Ekim ayı: Ekim, yaz aylarında geçici olarak Karadeniz’de beslenen balıkların yeniden Marmara’ya dönüş yaptığı bir ay olarak öne çıkıyor. Bu nedenle her tür balık çeşidine rastlanıyor.

Kasım ayı: Pisi balığını sevenler kasım ayını dört gözle bekliyor.

Aralık ayı: Aralık ayında uskumru, lüfer, palamut, torik gibi balıklar öne çıkıyor. Tekir ve hamsi de bollaşıyor.

Benzer İçerikler