“Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir” diyen ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünden yola çıkarak imza attıkları çalışmalarla Türkiye’yi global arenada başarıyla temsil eden ve rol model olan Türk bilim kadınlarımızı yakından tanımak ister misiniz?
Bu vesileyle tüm bilim insanlarımızın 8-14 Mart Bilim ve Teknoloji Haftası’nı kutluyoruz. Geliştirdikleri projelerle dünyanın dikkatini çekerek farklı ödüllere layık görülen 5 Türk bilim kadınımızın öyküsünü okuyucularımızla paylaşırken, ilim ve bilim yolunda ilerleyen gençlerimizin sayısının hızla artmasını diliyoruz.
Giyilebilir Kalp Pili ve Cilt Kanserini Teşhis Eden Cihazın Mucidi
Canan Dağdeviren
28 yaşında giyilebilir kalp pilini icat eden ve şu an 38 yaşında olan Canan Dağdeviren, dünyanın saygın bilim insanları arasındaki yerini henüz 20’li yaşlarındayken aldı. Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Dağdeviren, ardından Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Bu süreci; FulBright Doktora Bursu ile Illinois Üniversitesi’nde Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü’nde esnek ve giyilebilir aletler üzerine çalışmaya başlaması takip etti. 20’lerin sonunda Forbes’un ‘30 yaşından küçük 30 bilim insanı’ listesine giren Dağdeviren; 30’ların başında ise Harvard’ın Genç Akademi Üyeliği’ne seçilen ilk Türk oldu. Dağdeviren; doktora süresince esnek, katlanabilir, vücut içine, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalıştı. Çocukluk hayali olan giyilebilir kalp pilini de bu dönemde icat etti. Giyilebilir kalp pilinin ardından ise cilt kanserini teşhis eden cihaz keşfine imza attı. Dağdeviren şu an MIT bünyesinde faaliyet gösteren Medya Sanatları ve Bilimleri Programı’nda ‘Uyumlu Kod Çözücüler’ araştırma grubunu yönetiyor.
Covid-19 Virüsünün Ardından Sıra Kanser Aşısında
Özlem Türeci
BioNTech aşısının mucitlerinden Dr. Özlem Türeci, Türkiye’nin en dikkat çeken bilim insanlarından biri… Covid-19 virüsüne yönelik çalışmalarının yanı sıra kanser tedavilerine de odaklanıyor. Türeci; eşi Prof. Uğur Şahin ile 2008 yılında BioNTech şirketini kurdu. 10 yıl boyunca Klinik ve Bilimsel Danışma Kurulu’nda görev yaptıktan sonra 2018’de BioNTech tıp şefi görevini üstlendi. Aynı zamanda Kanser İmmünoterapi Derneği Başkanı olan Türeci’nin Ganymed’de üzerinde çalıştığı uygulama, kanserli hücreleri vücuda giren bir virüs gibi algılayarak, bu hücrelerin yok edilmesini amaçlıyor. mRNA teknolojisine dayanan farklı kanser aşıları üzerinde çalıştıklarını aktaran Türeci, birkaç yıl içinde bu konuda çok önemli bir yol alınacağını vurguluyor.
Kısırlık Tedavisinde Önemli Bir Dönüm Noktası
Berna Sözen
Kök hücre teknolojisiyle rahim olmadan erken embriyo gelişimi modellemesi üzerine çalışmalar yürüten Dr. Berna Sözen, Akdeniz Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nün ardından Southampton Üniversitesi, Cambridge Üniversitesi, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü ve son olarak Yale Üniversitesi’nde eğitim aldı. Bu kurumlarda embriyo gelişimi üzerine çeşitli çalışmalara imza atan Sözen; ismini, embriyon gelişiminde neden sıklıkla hata yaşandığı ve kadınların neden düşük yaptığını anlamaya yol açacak çalışmasıyla duyurdu. Cambridge Üniversitesi’nde başladığı araştırmalarında sperm ve yumurta olmadan erken gelişim dönemini taklit edebilen yapay embriyolar oluşturan Sözen’in bu buluşu, 2017 yılında MIT’nin bilimde çığır açan 10 gelişme arasında yer aldı. Bu çalışma kapsamına yaklaşık iki hafta boyunca embriyoların laboratuvar ortamında gelişimi izlenebiliyor. Sözen, Yale Genetik Departmanı’nda çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor.
NASA Hubble Kadrosuna Kabul Edilen İlk Türk Bilim İnsanı
Feryal Özel
Karadelikler, nötron yıldızları ve teorik astrofizik alanlarına yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Feryal Özel; Columbia Üniversitesi Özel, Fizik ve Uygulamalı Matematik Bölümü’nden Yüksek Onur Derecesi ile mezun oldu. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) fizik üzerine yüksek lisansını tamamladığı Danimarka’nın Kopenhag kentindeki Niels Bohr Enstitüsü’nde çalışmalar gerçekleştirdi. Harvard Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Özel, Hubble Doktora Sonrası Bursu’nu kazandıktan sonra Princeton İleri Araştırmalar Enstitüsü’nde görev yaptı. Guggenheim Vakfı, Türk Bilimsel ve Teknik Araştırma Vakfı, Daughters Atatürk Vakfı, Harvard Üniversitesi ve Institute for Advanced Study’nin aralarında bulunduğu çeşitli kurumlardan ödül ve burslar kazanan Özel’in dünya çapında tanınması sürecine yön veren gelişme ise tarihin ilk karadelik fotoğrafını çekmesi oldu. Özel, Nasa Hubble kadrosuna kabul edilmiş ilk ve tek Türk bilim insanı olarak öne çıkıyor.
Hastaya Özel Antibiyotik Kullanımı Sürecine Hız Kazandırdı
Naşide Gözde Durmuş
Bakterilerle mücadelede hangi antibiyotiğin işe yarayacağının hızla belirlenmesi ve hastalara vücutlarındaki bakteriye göre hangi ilaç tedavisinin uygulanması gerektiği konusunda çalışmalara imza atan Dr. Naşide Gözde Durmuş, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamladı. Yüksek lisansına Fulbright bursuyla Stanford Üniversitesi’nde devam eden Durmuş, aynı üniversitede araştırmacı olarak göreve başladı. 2015’te dünyanın önde gelen bilim dergilerinden MIT Technology Review dergisinin her sene seçtiği ‘35 Yaş Altı Yenilikçiler Listesi’nde ‘tıp ve biyolojide çığır açan’ 35 bilim insanı arasında yer aldı. İnsan Genom Projesi’nin liderlerinden Prof. Ronald W. Davis ile araştırmalarını Standford Üniversitesi Genom Teknoloji Merkezi’nde sürdüren Durmuş, 2018 yılında hastaya özel antibiyotik kullanımını sağlayacak ilaç tarama testi projesinin laboratuvar testlerinde başarılı sonuçlar elde etti. Geliştirilecek cihazın hastaların kullanımına sunulabilmesine yönelik projeler geliştirmeye devam ediyor.
Devamı »